28 Ekim 2007 Pazar

Vista "Sudan Ucuz" (mu)

Kişisel yazılar içeren bloglarda, çalıntı içeriklere karşı olmam sebebiyle, aşağıdaki link içeriğini kopyalamamaktan dolayı gurur duyuyorum. İnsanlara ÖZGÜR yazılımın ne demek olduğunu bir nebze anlatabileceğini düşündüğüm, (hatta anlatılması gereken çok daha önemli konuları dahi içermeyen) bu yazının şiddetle herkes tarafından okunması taraftarıyım. Gittikçe artan sayıda kullanılmaya başlanan linux sistemlerinin ve ülkemiz açısından düşünüldüğünde, hayat kurtarıcı bir işlevi olduğunu düşündüğüm Pardus projesinin, bir kez daha ne kadar önemli, gerekli, hayati ve kaçınılmaz olduğunu görmenizi dilerim.

Özgürlük parayla yada başka birşeyle kazanılamaz. Metanın özgürlüğü engelleyememesinin bir örneği olarak, nasıl ki beden hapsi bile düşünsel özgürlüğü engelleyemiyorsa, herhangi bir şeyin özgürlüğü engelleyebilmesi mümkün değildir.

Özgürlük kaçınılmazdır, insanlar özgür olmak istediği ve özgürlüğün değerini bildiği sürece.

Saygılar.


http://www.burkinafasafiso.com/2006/12/09/vista-sudan-ucuz/

8 Ekim 2007 Pazartesi

Intel & Linux

Intel'in sitesinde gezerken, linux pazarına ait bir takım girişimler içinde bulunduğunu gördüm.
Aşağıdaki linkten Intel tabanlı, Debian, Mandriva, Novell, Redhat linux destekleyen donanımlar ile ilgili destek alabilirsiniz.

http://www.intel.com/cd/channel/reseller/emea/tur/232453.htm


Intel linux destekli donanımlarını, bilgisayar satış firmalarına da önermekte ve driver desteğini sağlamakta. Mevcut Intel tabanlı, Linux desteği verilen 18 adet anakartı incelemek için.

http://mbsg.intel.com/mbsg/

adresin deki "Anakart Seçme kılavuzunu" kullanabilirsiniz.
Sayfadaki parametrelerden "Integrated Product Features" alanından
"Supports the Linux Operating System" seçmeniz ve Show results'u seçmeniz 18 anakatı da görebilmeniz ve 5 tanesini birbiriyle kıyaslayabilmenizi sağlıyor.

Benim Favorim MSI G33 Platinum. Anakartın bir numaralı özelliği 6 adet Ram slotu bulunup, bu slotlardan 2 si DDR3 destekli olması. Dolayısıyla DDR2 den DDR3 e geçişi bu anakart ile rahatlıkla yapabilirsiniz. Ayrıca Intel G33 chipseti ile beraber gelen onboard ekran kartını da seçim sebibi olarak görebilirsiniz.

Compiz Fusion: Hızlı bir Demo...

Berly, xgl, Compiz-Quinn derken, projelerin birleşmesi sonucu Compiz Fusion a kadar gelindi. Bu projelerdeki gelişmeler gerçekten heyecan verici. Son duyumlarıma göre Ubuntu'nun son versiyonunda da kurulu şekilde gelen Compiz Fusion, linux'un, desktop piyasında da isminden bahsedileeceğinin bir kanıtı.

Güzel müzikler eşliğinde sizi Linux dünyasına davet ediyorum.


http://www.youtube.com/watch?v=x4fTh0x3xLE&feature=fvst
http://www.youtube.com/watch?v=kYgV2GlsufI&feature=related
http://www.youtube.com/watch?v=YWXHpKl8sL0&feature=fvw

3 Ekim 2007 Çarşamba

Windows workgroup göçerse...

Arkadaşlar size de oluyordur bazen workgruplara erişimde sıkıntı oluyor.
Kişiler biz ağı göremiyoruz falan diyorlar bağırıyorlar, yırtınıyorlar falan.

Halbuki Tcp/IP de bir problem yok, ping atıyor.

Bu tarz durumlarda şundan sözedilebilir.
Her workgroup içinde o workgrubu yöneten bir bilgisayar var.
Eğer o bilgisayar göçerse workgruba erişim kesilebiliyor.

Workgroup içindeki bilgisayarlara teker teker

Nbtstat –a bilgisayarismı

Komutuyla baktığımızda
..__msbrowse__.. gibi bir ifade görüyorsak o makine o grubun yöneticisidir.

Genelde o bilgisayarı kapatım açınca problem çözülüyor. (standart işlem)

Buraya kadarını bilis diyorsanız farklı olarak şunu ekleyeyim.

Net view /domain:workgroupismi

Şeklindeki komut ile workgrubun içindeki makinelerin listesini alabiliyoruz.

XPThinClient ve özellikle win9x ler bu konuda ciddi problem çıkartabiliyo.

Win9x lerde yoneticilik kapatılabiliyor diyeyim daha da bilmişlik yapmayayım.



Son olarak anarşiklik yapıp sloganımı da atayım.
Yaşasın komut satırı, kahrolsun windows


Bir dost

28 Ağustos 2007 Salı

Eğer Linux bir sefer kanınıza girerse...

Efendim, şimdi Linux diye birşey var, bir de Windows diye bir şey var. Aslında bu ikisi de aynı şeyi hedefliyor; bilgisayarı kullanmak. Bu ikisi arasında kıyaslama yapmak çok uzun bir mevzu olurdu. (ben kıyaslama yapmadan direct sonuca geçeceğim :) )

Bu yazının amacı bu sistemlerin birini göğe çıkartmak, diğerini yüceltmek değildir. Amacım doğru bildiğim şeyleri ifade etmek. Sizin düşüncelerinize de naçizane bir katkım olabilirse, ne mutlu bana.

Demokrasi herkesin fikirlerine saygı göstermeyi, kendi doğrularını savunmayı, (kastım empoze etmek değil) ama objectif olarak farklı bir fikre sahip insanlara saygı duymayı, onları dinlemeyi ve kendi doğrularımıza körü körüne bağlanmama cesareti sergileyerek, farklı fikirlerdeki hoşumuza giden doğru fikirleri de sahiplenebilmek demektir. Sadece bize empoze edilen bilgileri, körü körüne savunmak değil, en başta kendimizi eleştirebilmektir.

Şimdi bunun konumuzla ne alakası var diyebilirsiniz. Şöyle efendim;

Benim bildiğim doğrular: Yaklaşık 12 senedir bilgisayar kullanıyorum, ağırlıklı olarak windows kullanmama karşın, yaklaşık 8 senedir de linux dünyasını yakından takip ediyorum. Windows a daha hakim olduğum için, saçma hatalarına, problemlerine, sistemi ayakta tutma çabalarıma, ve tahmin bile edemeyeceğiniz keçi inadıma rağmen, ara sıra küfür etmekten kendimi alamadığım gibi hala çoğu zamanımı, çoğu insan gibi windows karşısında geçiriyorum. Linux ile eskiden aramın pek iyi olmamasına rağmen, Ulusal dağıtımımız Pardus çıktığından beri, kendimi gittikçe daha fazla linux kullanıcısı gibi hissetmeye başladım.

Bendeniz, alçak gönüllü bir kişi olarak (kendimim diye söylemiyorum :) ) bilgisayar konusunda sahip olduğum engin bilgilerimi, tahmin edemeyeceğiniz keçi inadıma (kısaca : teki), evrensel merakıma, tecrübemin getirdiği bir önsezime ve asla doyuramadığım maymun iştahıma borçluyum.

Objectif olarak şunu söyleyebilirim ki; insanların alışkanlıklarını ve düşünce yapılarını değiştirmesi gerçekten zor (kendimim diye söylüyorum:) ). Alışkanlıklar nasıl başlarsa öyle devam etmeye meyilli. Nasıl ki ben, uzun zamandır hala tam olarak kendimi linux a hakim (göreceli bir kavramdır) olarak hissetmesem de, hayatında ilk gördüğü sistem linux olan, çok kısa sürede linux kullanmaya başlayan ve hiç derdi olmayan, kullanıcı arkadaşlarıma da hayret etmekteyim.

Gelmek istediğim nokta şu; sadece windows kullanmak istiyorsanız kullanın, sadece linux kullanmak istiyorsanız kullanın yok ben ikisini de kullanmayacağım diyorsanız mac os kullanın hatta üçünü de kullanmayın, Silikon vadisinde organik tarım ile uğraşın. Bu tamamen sizin tercihiniz. Kimse size istemediğiz birşeyi yaptıramaz.

Asıl sorun şu ki; dünyada bu tercihlerden sadece biri olduğunu ve sizin için en iyisinin bu olduğunu zannetmeyin. Başka seçeneklerin de olduğunu, bu seçeneklerin neler içerebildiğinin de farkında olun. Tercihinizi kendi doğrularınız üzerine inşa edin ama değişimi ve gelişimi takip etmekten kaçınmayın.

Kapalı kaynak kodun baş savunucusu microsoft firması bile, açık kaynaklı bir takım projeler sunmakla, insanları hayrete düşürmekte. Hatta linux platformunda uygulama çalıştırmak için .Net stratejisini geliştirmekte (neden acaba). Linux camiasının, bırakın farklı sistemlere karşı, kendi içinde bile oluşturduğu bir rekabet ortamı var. Yüzlerce dağıtım seçeneği ile her kesime, her tür kullanıcıya hitab etme çabası mevcut. Bu çabası herkes tarafından takdir edilmek zorunda değil. Kaldı ki sistemlerini asla değiştirmeyeceğini savunan insanların sayısı çoktur. (Hatta diş macununu bile asla değiştirmeyeceğini savunan insanlar olabilir :) )

Özetle; Herşey değişim içinde, hiç bir şey dün olduğu gibi durmuyor, size söylenen yada empoze edilen şeyleri asla kabullenmeyin, kendi doğrunuzu kendiniz bulun ve asla bunun evrensen doğru olduğunu düşünmeyin, zaman içinde doğru bildiğiniz şeyler de değişebilir.

Buraya kadar objektif davranmaya çalıştım, bir kusur ettiysek affola.

Şimdi naçizane kişisel düşüncelerimi paylaşmak isterim;
1 - Dünyada windows'tan başka işletim sistemleri de mevcuttur ve bu bir gerçektir.
2 - Linux kullanımı zor bir sistem değildir, aksine size çok şey vadeder.
3 - Özellikle Türkiye' deki Ulusal Linux Dağıtımı olan Pardus asla görmezden gelinebilecek bir proje değildir.
4 - Değişim ve gelişim kaçınılmazdır, değişime ve gelişime karşı koymanın getireceği sonuçlar sizin sorumluluğunuzdadır.
5 - Eğer Linux bir sefer kanınıza girerse, değişimin ve gelişimin ne olduğunu çok iyi öğrenebilirsiniz.

8 Ocak 2007 Pazartesi

Bizde Başladık Blog Yayınına...

Evet ! Aynen öyle, yeni akımlara kapılaraktan ben de artık bir blog sahibi oldum. Blog sahibi olmak için hiçte yaşlı sayılmam sanırsam. Size de fikir vermesi açısından bakınız nasıl oldu; Pazar sabahı Küçük Çamlıcada yapılan 4 saat yürüyüş ağırlıklı, sağlık koşusundan sonra, sıcak bir duş alınır, bütün gün uyumaya hazır bir pazar keyfi çekilir, akşam üzeri kalorifer yanında koltuğa sızılır, 23:30 gibi hanım tarafından kaldırılır, o an itibariyle alakasız kelimeler sayıklayarak yatağa yatılır, uyku tutmaz bir vaziyette saat 02:30 gibi kalkılır, Kahve hazırlanır, sigara yakılır, Google da daha önce kullanmadığım hizmetlere göz atılır, Takvim, Tablolama hizmetleri denenir, arkadaşlara paylaşımlar açılır ve tamam bir de blog açalım, bakalım nasılmış denir ve ilk post yazılmaya başlanır ve işte sonuna gelinir. (nokta)